23 NİSAN ŞENLİKLERİ


Çalıştığım dönemlerde 23 Nisan benim için daha çok evdeki işlerimi halledebileceğim bir gündü. Güzel Prensesim i ne bir stadyum kutlamasına, ne sonrasında yapılan çeşitli 23 Nisan şenliklerine hiç götürmedik. Sadece okulda varsa bir kutlama götürüp getirdik acelece. Geçen sene çalışmadığım ilk 23 Nisan tatilinde Güzel Prensesim ile İstanbul turundaydık. Dolayısiyle miniğimin ilköğretimdeki ilk Çocuk Bayramı Gösterisini izleyememiştim. Bu sene gösteri başlangıç saatinden 1 saat 15 dakika önce tören yerindeydim. En az miniğim kadar heyecanlıydım yani. Okulumuz; ana sınıfı da dahil olmak üzere ilköğretim 1. kademe sınıfları olarak çok güzel bir gösteri hazırlamışlardı. Oturduğum yerden tüm müziklere çoşkuyla eşlik ettim.



Ana sınıfları dünya ülkelerinin danslarını konu alan bir gösteri hazırlamışlardı. Hepsi birbirinden güzel yaptılar gösterilerini :)



Miniğimin gösterisinde 2. sınıfların 3 şubesi birlikte bir dans gösterisine hazırlanmışlar. Kalabalık oldukları için sahneyi tam doldurdular. Ve Sertap Erener' in Rengarenk parçası eşliğinde harika bir dans sundular bizlere. Dansı videoya çektiğim için buraya fotoğraf ekleyemedim. Ama dans öncesi bekleme sırasında görünüyorlar fotoğrafta.



Daha büyük sınıflar ise step dans hazırlamışlardı, onlar da harika bir gösteri sundular.



Bornova Koleji İlköğretim Okulu öğretmen ve öğrencilerini bu güzel gösteri için gönülden tebrik ediyorum.

Ertesi gün ise miniğimi bir arkadaşının annesi ile sözleşerek Kültürpark Tenis Kulübünde EÇEV (Ege Çağdaş Eğitim Vakfı) yararına düzenlenen 23 Nisan Şenliklerine götürdük. Blogumda genelde olumsuz olaylardan bahsetmeyi sevmiyorum. Ancak yaşadığımız şeyi bu defa anlatmak istiyorum ki böyle davrananlardan biri tesadüfen de olsa burayı okursa aslında karşısındakilerin enayi olmadığını, sadece seviyelerine inmemek için bir noktadan sonra sessiz kaldıklarını bilsinler.

Bir arkadaşımla organizasyonun başladığı saatte oradaydık. Masaların çoğu doluydu. En kenarda bir masa farkettik 2 sandalyesi doluydu 4 sandalye boş. Biz arkadaşımın küçük oğlu da dahil kızlarımızla 5 kişiydik. Eşyalarımızı koyduk. Çocuklar acıktığı için yiyecek almaya gittik. 15 yada 20 dakika sonra elimiz kolumuz dolu döndüğümüzde bir de ne görelim. Bıraktığımız eşyalar bir sandalyeye yığılmış diğerlerinde bayanlar otıurmuş yemeklerini yiyorlar ve bizim hiç farkımızda değilmiş gibi bir tavırdalar. Kibarca ya biz buraya eşyalarımızı bırakmıştık yer ayırmıştık ama dememize kalmadan "tapusunu mu aldınız? Sizi mi bekleyecektik. Ne olmuş yani oturduk yiyoruz. Biletler numaralı değil, öyle olsa numaralı olurdu v.s. v.s... Aman Allah ım sanki bu konuda eğitim almışlar. Bir de biri susuyor ötekisi alıyor sazı eline... Seviyelerine düşmeyelim diye uzaklaştık çaresiz. Ama sayemizde oturdukları masada ara ara kalktıklarında eşyalarını da bırakarak gün boyu oturdular utanmadan:S Madem birini eleştiriyorsun aynı hareketi sen nasıl bu kadar fütursuzca yapıyorsun??? "Dün dündür bugün bugündür" söyleminin bu olaydaki etkisi...

Bunla kalsa iyi! Kenarlarda ortası çiçeklik olan betonları masa gibi kullanarak yemeklerimizi koyabileceğimiz bir yerin etrafına 4 sandalye bulduk oturduk. Tabii çocuklar yemeklerini yedikten sonra oynamaya gittiler. Arkadaşım da zaman zaman oğlunun peşinden koşturuyor. Her neyse 2 genç anne geldi çiçekliğin diğer yanına. Bir tanesi betona oturmak yerine bizim sandalyelerden birinin üzerindeki eşyayı kenara koyarak oturdu bir güzel betona oturttuğu! çocuğunu yediriyor. Ben ordayım ama... Ya bir sorabilirdi falan diye aklımdan geçiriyorum ama ses çıkarmıyorum. Neyse biraz sonra hanfendi kalktı çocuğunun peşinden gitti. Ben de sandalyenin üstüne tekrar eşya koyarak çektim kendime doğru. Aaaa birazdan geldi hanım. Yine hiç birşey söylemeden montu alıp kenara koyunca; sorabilirdiniz dedim sadece. İki elini birbirine vurarak "ne o tapusu mu elinde" dedi önce ve car car devam ediyor daha ne laflar... aynı ilk masadakilerin söyledikleriyle birebir örtüşen! Bana laf yetiştirirken çocuğu kayboldu ortadan, bu bir telaş kalktı. Bu sefer arkadaşı saldırıya geçti bana. "Çocuklu bir insana yapılabilecek en kötü şeyi yaptınız, değdi mi yani şimdi değdi mi" ... falan. Neyse çocuğunu buldu diğeri. Ve bu çok bilmiş hanımlar çöplerini atmayı bile beceremeyerek kalan her şeyi betonunun üstünde bırakarak kalkıp gittiler bana söylenerek. Başında kimse olmasa bile başkasının eşyasını elleyemeyen biri olarak bu olanlar bana inanılmaz çirkin geldi. Ve birlikte geldiğimiz arkadaşımın yorumu şu; "bu çirkinliği yapanlar birbirleriyle başedebilmek için aynı ağızdan konuşmaya alışmışlar". Nezaketsizliği, küstahlığı meziyet sanan bu insanlar yüzünden bu tür yerlere gitmek bile istemiyorum ama İrem çok eğlendi. Ben de buraya yazdım içimi döktüm... Ohhhhh!

Birbirine saygılı, anne olmayı sadece çocuğu yedirmek sanmayan, çevresine duyarlı kadınları daha fazla görebilmeyi umarak herkese iyi bir hafta diliyorum...


Yorumlar

Unknown dedi ki…
Öncelikle tüm çocukların bayramı kutlu olsun.
Elvancığım sende bendensin malessef (!)...Neden bu kadar seviyesizler? ÜZÜLÜYORUM gerçekten. Ama ne yaparsın, bazı insanlar bağırınca kendini haklı zannediyor.Böyle durumlarda insanın yüzüne dik dik bakarımmm.İNSAN OLANA BİR BAKIŞ YETER! misali :)
Neyse,çocukların eğlenmiş olmaları herşeye değer.:))
İrem i çok öpüyorum..
Sevgilerimle
Şeniz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

ELMALI TURTA

CEVİZLİ ÇÖREK ( TOKAT ÇÖREĞİ )

GARANTİLİ SUFLE TARİFİ